İsmail AKARÇEŞME

 

 

Şehit Düştüğü Tarih: 14 Temmuz 1992

 

Şehit Düştüğü Yer: İstanbul Kasımpaşa

 

Doğduğu Tarih: 1972

 

Doğduğu Yer: Giresun

 

 

14 Temmuz 1992’de Kasımpaşa’da yoldaşı Nurten Demir'le birlikte kaldıkları üssün kuşatılması üzerine çatışarak şehit düştüler.

 

Giresunlu yoksul bir işçi ailesinin çocuğu olan İsmaill Akarçeşme, ilkokul mezunu, yaşamını işçi olarak sürdüren bir devrimciydi. Konfeksiyon işçiliği, marangozluk ve oymacılık İsmail'in yaptığı işlerden birkaçıydı. Ama o asıl ollarak devrim işçisiydi. Devrimci mücadeleye katıldığı 1989 yılından bu yana, her yaptığı işe nasırlı elleriyle alın terinin güzelliğini işledi.

EMEKAD çevresinde başladığı bu mücadelede kendisini bekleyen zorluklara ve istenen bedellere hazır olan İsmail, hiçbir zaman zorluklardan, bedelleri göğüslemekten kaçınmadı. Fedakarlıkta sınır tanımamak ve faşizmin tüm saldırıları karşısında tek bir geri adım atmadan direnebilmek, bu mücadele katılan herkesin sahip olması gereken özelliklerdi ve İsmail bunları bilerek kavganın ortasına atılmıştı. Kavga, gerektiğinde işkence tezgahında, gerektiğinde sokaklarda-meydanlarda, gerektiğinde mevzilerde verilmeliydi. ancak nerede olursa olsun, aynı ruh haliyle, aynı kararlılık ve cesaretle savaşılmalıydı, direnilmeliydi... İsmail de kavganın tüm alanlarından geçerek geldi. İlk kez geçtiği işkence tezgahlarında da, sokaklarda-meydanlarda da, kan ve barut kokan mevzilerde de bir Devrimci Solcu olarak direndi, savaştı, eksikliklerini giderdi, öğrendi, öğretti.

1991'den itibaren SDB üyesi olarak görev alan İsmail, devrimciliği sadece basit bir "askerlik" olarak değil, düşünen, süreci, görevleri tahlil edebilen bir devrimci savaşçılık olarak kavradı. "artık süreç beklemek değil, savaşı her gün boyutlandırmayı gerektiriyor. Türkiye devrimi bunu istiyor." derken, genelde tüm devrimciler için geçerli ollan ruh halini de tanımlıyordu: "Savaşı içselleştirdiğim ölçüde harekete ve devrime katkımın olacağına inanıyorum. Ölümü kafamda yıktım.. Yaşantım boyunca devrime ve harekete birazcık katkım olsun." diyen İsmail'in devrime de, harekete de katkısı oldukça büyüktü ama o son nefesine kadar hala gerekenden eksik kaldığına inanan ve sürekli bu eksikliği gidermeye çalışan biriydi.

Evet, savaş bugün sedece sokaklarda-meydanlarda, işkencehanelerde, mevzilerde sürmüyor. Bunlar savaşın en açık haliyle sürdüğü yerlerdir. Bir de savaşın örtülü, gizli olarak devam ettiği ve bazen itiraf edilmesinden bile çekinilen beyinlerdeki savaş var. İsmail bu savaşı fark eden ve üzerine gidilip, yenilmesi gerektiğini gören bir devrimciydi.

Yaşamı da ölümü de güzelleştiren, mücadeleyi geliştirip, güçlendiren asıl zaferler önce savaşın bu cephesinde kazanılıyordu.

14 Temmuz 1992 günü İstanbul Kasımpaşa'da bulundukları üste kuşatılan ve teslim olmayıp, direnerek şehit düşen İsmail, yaşamın her alanında savaşan, bu savaşı kendi hücrelerine kadar taşıyan bir devrimciydi. Onu yaşatacağız.

 

(Yukarıdaki özgeçmiş, Mücadele dergisinin 18 Temmuz 1992 tarihli 3. sayısında yayınlanmıştır.)

 

 

"Savaşı içselleştirdiğim ölçüde harekete ve devrime katkımın olacağına inanıyorum.” (İsmaill Akarçeşme)

 

 

Hakkında Daha Geniş Bilgi İçin...


Yoldaşları, yakınları İsmail Akarçeşme’yi Anlatıyor:   


Geri